İşlev yönünden yardımcı fiillere benzeyen “modals” yani kipler, anlam ve kullanılış amacı açısından farklılıklar gösterirler. Modal’lar şahıslara göre çekimlenip biçim değiştirmezler ve birden fazla modal yan yana kullanılmaz.
Can: -ebilmek (beceri, yetenek anlamında)
Örnek:
I can walk 10 kilometers everyday. (Her gün 10 kilometre yürüyebilirim. / Beceri)
May: -ebilmek (olasılık, tahmin, izin)
Örnek:
She may come to the party. (Partiye gelebilir. / İhtimal)
Be able to: -ebilmek (“Can” ile aynıdır.)
Örnek:
He is able to carry this luggage. (Bu bagajı taşıyabilir. / Beceri)
Must: -meli, -malı. (Zorunluluk. Öznenin, kendi kendisine sahip olduğu düşünceyi ifade eder.)
Örnek:
I must sleep early. (Erken yatmalıyım.)
Have to: Zorunda olmak (Kanun, kural vb. gibi dışarıdan gelen bir etkiyle oluşan zorunluluk)
Örnek:
You have to wear helmet when driving motorcycle. (Motosiklet kullanırken kask takmak zorundasın.)
Should / Ought to: Gerekmek. (Öneri, tavsiye anlamı taşır. Her ikisi de aynı anlamda kullanılır.)
Örnek:
He should see a doctor. (Bir doktora gitmesi gerekir.)
He ought to see a doctor. (Bir doktora gitmesi gerekir.)
Geçmiş Zamanlarda Kipler
Kiplerin yukarıda verilen biçimleri, geniş, şimdiki ve gelecek zaman kalıbındaki halleridir. Geçmiş zaman kalıplarıyla kullanım amaçları ve anlamları değişmez. Geçmiş zamanla kullanılırken,
Can – Could
May – Might
Have to – Had to
biçiminde kullanılırlar.
Bu kullanım alanları dışında kiplerin, izin almak/vermek, yasaklamak, ricada bulunmak gibi kullanım alanları da vardır.
Örnek:
- Rica:
Can I have sugar please? (Şeker alabilir miyim lütfen? / En sık kullanılan ve gayri resmi rica biçimi)
Could I have sugar please? (Üsttekiyle aynı anlamda fakat daha kibar rica biçimi)
May I have sugar please? (Anlam yine aynı fakat “can” ve “could” a göre daha fazla saygı içeren rica biçimi)
Might I have sugar please? (En kibar ancak en az kullanılan rica biçimi.)
-İzin:
You can not watch TV at nights. (Geceleri TV izleyemezsin./ İzin vermeme)
You may watch TV at nights. (Geceleri TV izleyebilirsin. / İzin verme)
You mustn’t watch TV at nights. (Geceleri TV izlememelisin. / Yasaklama.)